26 Temmuz 2015 Pazar

Dünyanın En Zehirli Yılanları

Zehirsiz yılanlardan daha evrilmiş olan zehirli yılan türleri, tüm yılanların dörtte birini oluşturur ve yaklaşık 600 türün zehirli olduğu bilinir. Yılan zehri, içinde pek çok etkili madde barındırır. Bunlar şöyle özetlenebilir:
Kalp üzerinde etkili olan “Kardiotok-sin”,
Sinir sisteminde etkili “Nörotoksin”,
Kan hücrelerini eriten “Hemolizin”,
Proteinleri eriten “Proteolitik enzimler” ve “Kolinesteraz”, “Nüldeöti-daz Hiya’üronidaz”
Bu zehirler etki ettikleri organları bozarak, kalp, sinir sistemi, dolaşım ve diğer sistemlerin bozulmasından kaynaklanan ölümlere neden olabilirler.
Dünyanın en zehirli yılan türleri arasında başlıcaları şunlardır;
6386_taipan_yilani
Taipan Yılanı
Hızlı, çevik ve çok zehirli bir tür olan Taipan, Elapidae ailesine mensuptur. Ana vatanı Avusturalya olan Taipan yılanının bilinen üç türü bulunur. Bunlardan en yaygın olarak rastlananı Kıyı Taipanı, solgun bir koyu kahve ve sönük bir krem rengindedir. Kıyı Taipanının bir alt türü olan Papua Taipanı ise sırt kısmında bakır renkli çizgiler olan morumsu gri veya siyah rengiyle tanınır.
Davranışsal olarak Taipan türleri, Afrika’nın meşhur Kara Mamba Yılanı ile benzeşen özellikler gösterir.
Genellikle saldırgan olmayan Taipanlar, tahrik edilmedikleri ve saldırıya uğramadıkları sürece kaçma eğilimindedirler. Gelişmiş koku ve görüş yeteneklerine sahip olan Taipan yılanları, çok hızlı biçimde avını ısırarak zehrini enjekte ettikten sonra, onu yutmaya başlar.
Taipan yılanlarının zehri tüm yılan türleri içinde en etkili olan zehirlerden biridir. Taipan zehri içerdiği nörotoksin ile kasları zayıflatarak felce yol açar. Zehrin içerdiği prokoagülan pıhtılaşmayı engelleyerek kan kaybına sebep olurken, miyotoksin kas hücrelerinde yıkıma yol açar.
Taipan yılanı tarafından gerçekleştirilen ısırıkların %90’ı ciddi zehirlenmelerle sonuçlanır ve mutlaka acil panzehir tedavisi gerekir.
6386_taipan-yilani-e1358985631411
Engerek Yılanı
10 kadar türü olan Engerek yılanı, pullu sürüngenler takımından oluklu zehir dişliler bölümüne mensup Engerekgiller familyasındandır. Doğurgan bir hayvan olan Engerek Yılanının zehri üst çenesindeki dişlere bağlı bulunan keseciklerde yerleşmiştir.
50 cm ile 2 metre arasında değişen boylara ulaşabilen Engerekler, Afrika’da, Asya ve Avrupa kıtalarında yaşar. Üçgen şeklindeki başları ve kısa kuyrukları ile tanınırlar.
Avlarının kendisine yaklaşmasını oldukları yerden ayrılmayarak bekleyen Engerekler, gelişmiş koku alma duyuları sayesinde zehirledikleri avlarının izini sürerek ölüsüne ulaşırlar. Avlanmak için genellikle gece saatlerini tercih ederler.
Kara Mamba Yılanı
Elapidae familyasından, oldukça saldırgan ve güçlü zehre sahip bir yılan türü olan Kara Mamba, dünyanın ikinci sıradaki en uzun zehirli yılan türüdür. Anavatanı Afrika olan Kara Mamba’ların erişkin olanlarının boyları ortalama 2.5 metre civarında olmakla birlikte 4.5 metreye kadar ulaşanları bulunmaktadır. Vücut rengi zeytin yeşiline çalan Kara Mamba, ismini saldırı pozisyonunda açtığı ağzının içindeki siyah renkten almaktadır.
Yılan türleri arasında karada yaşayan en hızlı tür olan Kara Mamba’nın tek bir ısırığının 100 civarında insanı rahatça öldürebilecek kadar zehir içerdiği bilinmektedir. Ölüm oranının % 100 olduğu tek yılan türü olan Kara Mamba tarafından ısırılan kişi için, acil şekilde panzehir alınmaması durumunda ölüm kesindir. Son derece agresif bir tür olan Kara Mamba, saldırı pozisyonu aldığında, ağzını ve dişlerini göstererek yüksek sesle tıslar.
1.20 metre uzaklığa kadar aldırabilen Kara Mamba yılanı, kafa ve vücudu hedef alır ve bir ısırışta avına yaklaşık olarak 100-400 mg zehir zerk edebilir.
6386_ngirakli_yilan
Çıngıraklı Yılan
Engerekgiller familyasının bir üyesi olan Çıngıraklı Yılanlar, Asya ve Amerika’da bulunur. Tanımlanmış 18 cins ve 150 türe sahip olan Çıngıraklı Yılanlar, ortalama 30-45 cm boylarında olup, 3.65 m uzunluğa erişebilirler.
Çıngıraklı yılanları diğer türlerden ayıran en önemli özellik, burun deliği ve göz arasındaki kızıl ötesi radyasyona karşı duyarlı derin çukurdur. Bu ısı algılayıcılar sayesinde çevresindeki avın yerini ve vücut ısısını saptarlar.
4 cm uzunluğundaki dişlerinin zehri, merkezi sinir sistemini felce uğratarak ve kanın pıhtılaşmasına yol açarak avın ölümüne neden olur.

Köpekler Neden İnsanları Yalar?

Köpeklerin insanları neden yaladıklarını hiç merak ettiniz mi? Bu vıcık vıcık, yapışkan ve ıslak karşılamalar asla durmayacak gibi görünüyor. Eğer sizde köpeğiniz tarafında sürekli bu karşılamalara maruz kalıyorsanız, nedenini öğrenmek için okumaya devam edin.
Köpekler çevremizde mutlu olduklarını bize göstermek için kuyruklarını sallarlar. Peki yalama? Bizi gerçekten tükürük içinde bırakmak zorundalar mı? Köpekler için sahiplerinin kucağına atlamak ve sahiplerinin tüm yüzünü ve kollarını yalamak, doğal bir içgüdü gibi görünüyor. Eğer evde misafirler varsa tüm bu yalama senfonisi misafirler tarafından pek hoş karşılanmayabilir. Bazı insanlar bu yalama davranışının köpeklerin ilgilerini ve sevgilerini göstermesinin bir yolu olduğunu düşünmektedir. Bazı insanlarsa bu davranıştan çok rahatsız olmaktadır. Peki, köpekler neden insanları yalarlar? Evcil köpeğinizin bu vıcık vıcık davranışının arkasında yatan sebebi öğrendiğinizde şaşıracaksınız.
6426_why-do-dogs-lick-people
Köpekler Neden İnsanları Yalar?
Köpeklerin neden sık sık yüzünüzü ve kulaklarınızı yaladığını merak ettiniz mi? Köpeklerin sahiplerinin yüzünü yalamasının ana nedeni temizlik içindir. Köpekler kendilerini temizlemek için yalamayı severler. Aynı içgüdüyü sizi temizlemek için de kullanırlar. Köpekler yüzünüzü yalamanın ve sizi temizlemenin, korumadan sonra en önemli görevleri olduğunu düşünürler. Onlara göre sahiplerinin temizliği köpeklerin işidir!
Köpeklerin insanları yalamasının başka bir nedeni ise, bunun bir yavru iken öğrendikleri köpek davranışının bir parçası olmasıdır. Anne köpekler yenidoğan yavrularının üzerinde kalan plasenta parçalarını temizlemek için yavrularını yalar. Bu davranış sadece yavruları temizlemek için değildir, aynı zamanda anne ile yavrular arasındaki bağı güçlendirir. Anne yalayarak yavrularına şefkat gösterir. Bu hareket ayrıca küçük köpek yavrularının vücutlarındaki kan dolaşımını ve hazmı artırmaya yardımcı olur. Bu yalama annelik içgüdüsü ve sevgisini uyarır. Bu nedenle belki de köpekler ilgi ve sevgilerini göstermek için insan dostlarını yalamaktadır.
Yavru köpekler annelerinin yüzünü yaladıkları zaman anne köpeğin çiğnediği yiyecekleri isterler. Çiğnenmiş yiyecekler aç yavrular için iyi bir aperatiftir. Belki de köpeklerin yüzünüzü yalamasının sebebi budur, yani umarız bu değildir!
Bir köpeğin içgüdüleri ona üzgün olduğunuzu söylerse, köpeğiniz sizi yalayabilir. Sadece ruhunuzu canlandırmak için bile sizi yalayabilir. Bunun sonucunda biraz gıdıklanabilir ve köpeğinize gülümseyebilirsiniz. Köpeğinizin istediği de zaten bu değil midir? Her zaman mutlu olmanız, bu yüzden köpekler insanların en iyi dostudur.
Yetişkin bir köpek birkaç farklı nedenle de yalayabilir. Köpekler sürü hayvanlarıdır. Sürüdeki alfa erkeğini takip etme eğilimindedirler. Sürüde dominant olduğunu kanıtlayan alfa erkeği saygı ister. Sürüdeki diğer köpekler yalayarak saygılarını gösterirler. Aynı şey bir evcil köpek için de geçerlidir. Evcil köpekler sahiplerini alfa erkeği olarak görebilir ve komutlarına itaat ettiğinin bir işareti olarak sahibini yalayabilir. Ayrıca yalamak köpeklerin insanlar hakkında birçok bilgi sahibi olmasına yardımcı olur. Cildimizde ter bezleri bulunmaktadır. Terlediğimiz zaman su, tuz ve diğer atık maddelerin yanında kimyasal sinyaller de yollarız. Köpeğiniz sizi yaladığı zaman bu sinyallerden sahibinin mutlu, mutsuz ya da korkmuş olduğunun bilgisini alır.
6426_dog_lick
Ancak her zaman kompulsif yalama konusunda dikkatli olmalısınız. Sürekli kendini yalayan bir köpek strese girmiştir ya da bir sağlık sorunu vardır. Evdeki yakın bir aile üyesi evi terk ettiyse ya da köpeğinizi evde uzun saatler yalnız bırakıyorsanız, köpeğinizde yalnızlık anksiyetesi gelişmiş olabilir. Rutininin bozulması da kompulsif yalamaya yol açabilir. Yaralanma veya bir deri lezyonu da köpeğinizin sürekli kendisini yalamasına neden olabilir. Endişeli bir köpek ise kendini, etrafındaki eşyaları hatta sizi bile sürekli yalayabilir. Bu sorunu çözmek için en iyi yol köpeğinizi neyin rahatsız ettiğini çözmektir. Eğer sebep bir yaralanma ya da hastalık ise, ileri tedavi için köpeğinizi bir veterinere götürmelisiniz. Köpeklerdeki ayrılık kaygısı ise daha çok ilgi ve sevgi ile çözülebilir. Köpeğinizin anksiyete sorununun üstesinden gelmeye yardımcı olabilecek ilaçlar hakkında veterinerinizle konuşabilirsiniz.
Yalamak köpek davranışının doğal bir parçasıdır. Bir çok kişi bu durumdan rahatsız olmaz. Ancak bu davranıştan yine de vazgeçirmek istiyorsanız, rahatsız olduğunuzu gösteren ifadeler kullanabilirsiniz. Yalama davranışını takdir etmediğinizi göstermek için klasik kötü köpek ifadesini kullanabilirsiniz. Çoğu köpek ırkı insan arkadaşlarını memnun etmek için isteklidir ve sonunda yalama davranışından kaçınacaktır. Sahiplerinin yalama hakkında sevmediği bir şey de köpeklerdeki kötü nefes kokusudur. Eğer köpeğinizin nefesi gerçekten dayanılmaz ise, bir veterinerin yardımına ihtiyacınız olabilir. Bu köpeğinizin ağzındaki bir diş çürümesi veya plağının bir işareti olabilir. Köpekler için diş bakımı en az diğer sağlık sorunları kadar önemlidir.

Farklı Bir Haberleşme Dili; Arı Dansı



Tüm yönleri ile insanlığın ve bilimin hayretle izlediği, takip ettiği muhteşem yaratık arı, ürettiği bal ve doğası gereği birçok bilinmeyene sahiptir. Bu ilginçliklerin başında kovanlarını ısıtma yöntemleri gelir. Titreşerek inanılmaz derecelere ulaşarak kovandaki ısıyı sabit şekilde tutarak, yumurtalarını korurlar ve inanılmaz bir saldırı yöntemi olarak yine ısıyı kullanılmaktır. Yaban arısı saldırı durumunda, yaban arısını aralarına alarak, onun doğasına aykırı şekilde ısıtır ve ölümüne yol açarlar.
6473_arlar-0e7d-53c3-4796
Arıların Hareket Dili
Bilim insanları, arıların bir dizi haberleşme sistemi kullandıklarını fark ettiğinde çok şaşırdılar. Bu sisteme arı dansı adını verdiler. Kovanlarından çıkarak doğada bal yapımı ve kolonilerinin hayatlarını sürdürebilecek kadar besin ve polen bulduklarında, diğer arılara haber verdikleri fark edildi. İnanılmaz deneyler ve sabırlı gözlemler sayesinde, bir dizi dans hareketine benzer hareket ile arılar, değerli besinlerin adeta koordinatını diğerlerine verebiliyorlar. Çeşitli hareketlerin ne anlama geldiğini tam olarak anlayamayan bilim adamları, arıların tam mesafe ve yön bilgisi verdiklerinden eminler.
Arı Hareketleri İle İlgili Tespitler 
Peteğin üzerine gelen öncü arı, dairesel olarak hızlı yürüyüş yaptığında 100 metre mesafede besin olduğunu bildiriyor. Hedef daha uzakta ise “D” harfine benzeyen ve titreşimli bir hareket yapar. Kuyruk sallama dansı denilen bu iletişimde arılar yaklaşık olarak 15 saniye kadar hareketi tekrarlar. “D” harfinin düz dik çizgisini tekrarlaması tam olarak mesafenin ne kadar olduğunu anlatır. 10 tekrar 100metre, 7 tekrar 600 metre, 4 tekrar 1 kilometre, 2 tekrar ise 6 kilometreyi ifade ediyor. Ayrıca yön belirlemek için peteğe gelen güneş ışığının sağı ya da solu gibi yönlere doğru çizilen “D” şekli yönün neresi olduğunu anlatıyor.
Arı Dansının Amacı
Bu dansın amacı sadece yön ve besin kaynağı ise arılar başka yönlere ve mesafelere uçmaz mı? Evet, uçmaz. Bunun sebebi de zaman ve enerji kaybını engellemek ve kovanı korumasız bırakmamak içindir. Arıların muhteşem yaradılışları gereği bu gibi faaliyetlerine hiç şaşırmaya gerek yok. Bilim insanları daha birçok deney ile arıları gözlemlemeye devam ediyor.

Havada Asılı Duran Kuş: Arıkuşu

Arı kuşlar, ilk baharda yavrulamak için Güney Afrika’’dan ülkemize gelirler. Kumun içine açtıkları tünellere yuva yaparak, burada yavrularlar. Sıklıkla kumluk alanların bulunabildiği, dere yataklarının olduğu bölgelerde yuva yaparlar. Bu kuşlar, adından da anlaşılacağı üzere, arı yemeyi severler. Üremek ve beslenebilmek için çalılık ve sazlık alanları kendilerine mesken tutarlar. İğnelerinden yakaladıkları arıların, iğnelerini koparttıktan sonra yerler. Böcekler ile beslenen tüm kuşlar gibi kabuk ve diğer sindirilemeyen parçaları dışarıya atarlar. Bu artıklar doğaya karışarak doğal dengenin devamlılığını sağlar. Arıcılık ile uğraşanlar, kuşların kendilerine zarar verdiklerini düşünse de, bal arlarına zarar veren yabani ve eşek arılarını yiyen bu kuşlar, arı popülasyonunda dengenin sağlanmasında oldukça önemlidir.
Fiziksel Yapıları
6595_arikusu_ozellikArı kuşlarının adı duyulduğunda göz önüne sanki arıya benzer bir kuş görüntüsü gelmektedir. Ancak bu ismi sadece beslenme şekillerinden dolayı almışlardır. Ağaçkakan kuşları gibi sivri ve uzun bir gagaya sahiptirler. Gagaları siyah ve ucuna doğru aşağı yönde kavislidir. Kanat yapıları ve kuyrukları belirgin şekilde sivridir. Tüm bedenleri oldukça fazla renkten oluşur. Doğal yaşam alanlarındaki, renkli çiçekler arasında fark edilmeleri zordur. Ülkemizdeki bilinen en renkli kuşlardandır. Bölgesel olarak, başları kızıl ve kahve renk tonları, boyunları oldukça koyu sarı, gövdesi mavi tonları ile bezelidir. Gözlerinin sürmeleri ile gerdan bölgesindeki siyah çizgi oldukça hoş bir görüntüye sahiptir. Böcek ve arı avlamak için yüksek dallara çıktığında ve av beklediğinde görülebilmektedir. Diğer kuşlara göre oldukça hızlı kanat çırparak adeta havada asılı şekilde durabilmektedir. Arı gibi hızlı böcekleri avlamak için, oldukça atik şekilde hareket ederler ve hemen her zaman, avları başarılı olur.


Besin Zinciri Nedir?

Canlıların beslenme alışkanlıklarını yansıtan bir düzen vardır. Canlıların birbirleriyle beslenmelerine göre oluşan zincire besin zinciri denir. Doğadaki bir canlı başka bir canlı ile beslenirken kendisi de başka bir canlının besini olur.
Zincirdeki Canlı Türleri:
Besin zincirindeki canlılar 3 tipe ayrılır. Bunlar; üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılardır. Tüketicilerde kendi aralarında 3’e ayrılırlar. Bunlar; birincil tüketiciler, ikincil tüketiciler, üçüncül tüketicilerdir. Ayrıştırıcılar besin zincirine her halkadan girebilirler.
Zincirin en altında üreticiler bulunur. En üstünde ise yırtıcılar diye nitelendirdiğimiz tüketiciler bulunmaktadır.
Önemi:
Besin zincirinin korunması doğanın dengesinin korunması için çok önemlidir. Besin zincirindeki bir organizmanın yok olması altındaki organizmaları da etkileyecektir. Örneğin: yılanların yok 6676_besin_zinciri_nedirolması farelerin çoğalmasına, farelerin çoğalması ise farelerin tükettiği canlıların azalmasına bu durum ise doğanın dengesinin bozulmasına sebep olacaktır. Bu nedenle besin zincirindeki organizma çeşitliliğinin korunması zorunludur.
Örnekler:
Yukarıdaki besin zinciriyle ilgili resme baktığımızda birçok örnek görebiliriz. Örneğin; çekirge otlarla, karga çekirgeyle, yılan kargayla, kartalda yılanla beslenir.
Yani zincir; otlar – çekirge – karga – yılan – kartal şeklindedir. Resme göre başka örnekler verecek olursak:
Otlar – fare – tilki – aslan
Otlar – çekirge – kurbağa – yılan – keklik – tilki – aslan
Otlar – sincap – porsuk